Göçmenlik hukuku üzerine hizmet sunan avukatların veya danışmanların, en korktukları red nedenlerinden biri de, yapılan başvurunun geçersiz sayılıp, mahkeme hakkı verilmeden başvurunun geri çevrilmesidir.
Şöyle bir düşünün: İngiltere’de öğrencisiniz. Vizenizi uzatmak için, gerekli formları dolduruyorsunuz. Başvuru ücretini de, form üzerinde kredi kartı detayınızı yazarak ödemek istiyorsunuz. Başvurunuz İçişleri Bakanlığına gidiyor ancak bakanlık bir şekilde başvuru ücretini kartınızdan alamıyor. Büyük ihtimalle, görevli memur sisteme kredi kartı numaranızı yanlış giriyor ya da bankanızda oluşan teknik bir hata, kartınızdan ödemeyi o an için kabul etmiyor. Bakanlık memuru, büyük ihtimalle karttan tahsilat yapmak için 2. kez uğraşmaya gerek dahi bulmadan, başvurunuzu –geçersiz– olduğu gerekçesiyle red ediyor. Başvuru geçersiz sayıldığı için, tüm evraklarınız size geri dönüyor, yeniden başvuru için size zaman kalmıyor, zira Bakanlık size evrakları geri gönderdiği anda, genelde vizeniz de bitmiş oluyor. Vizeniz bittiğinde yeniden başvuru yapsanız dahi, Bakanlık başvurunuzu, mahkeme hakkı olmaksızın geri çevirebiliyor, bu durumda size ülkenize geri dönmekten başka bir seçenek de kalmıyor.
Bu, bir göçmenlik hukuku avukatının, rüyasında bile görmeye tahammül edemeyeceği çok ciddi bir sorun idi. Tabii ki bugüne kadar.
12 Şubat 2012’de İngiltere Yüksek Mahkemesinde görülen ve 29 Şubat 2012’de gerekçeli kararı açıklanan davada, (Basnet (validity of application – respondent) [2012] UKUT 00113(IAC)) yüksek mahkeme yargıcı iki konuda çok önemli karar verdi:
Birincisi; Bakanlık eğer parayı tahsil edemiyorsa, başvurana geri dönüp, alternatif ödeme yolunu istemeli. Aynen, bir mağazadan alışveriş yaparken, para çekilemeyen kredi kartınızın yerine bir başka kredi kartınızı verdiğiniz gibi.
İkincisi; eğer haksız yere başvurunuz red edilmiş ve mahkeme (appeal) hakkınız verilmemiş ise, mahkemeye gidebilme şansınız var.
Hakimin gerekçesi, ilgili göçmenlik kanununa dayanıyor. Göçmenlik kanununda “yapılan göçmenlik başvurusu, ilgili başvuru ücretiyle birlikte yapılmalıdır” deniyor. Davacının yaptığı başvuruda, gerekli kart numaralarını girip, kart tahsil formunu imzalaması; ücretin karttan tahsil edilmesine yetki verdiği anlamına geliyor. Bu, başvurunun geçerli olduğunu gösteriyor. Eger davacı kart tahsil formunu (payment form) imzalamamış olsaydı, kanuna göre başvuru geçersiz sayılabilirdi. Ancak form imzalandığı için, karttan tahsilat yapılamamasından davacı sorumlu tutulamaz, zira karttan tahsilat yapılamaması, davacının iradesi dışında bir çok nedenden kaynaklanabilir: Görevli bakanlık memuru kart numarasını sisteme yanlış girmiş olabilir, bankada teknik bir hata oluşmuş olabilir ya da bakanlık görevlisi parayı tahsil etmek için hiç bir işlem yapmadan, yanlışlıkla başvuruyu geri çevirmiş olabilir. Ayrıca, kredi kartı ödemelerinde çok sık karşılaşılan, bankanın güvenlik uygulamaları ödemeyi engellemiş olabilir.
Davacının iradesi dışında oluşan bu tür durumlarda, davacıyı cezalandırıp, başvuruyu geçersiz kabul etmek, adil değildir. Davalı taraf olan Bakanlık, davacıdan başka bir kart veya ödeme alternatifi talep etmeden başvuruyu hemen geri çevirmesi insan haklarına ve hukuka aykırıdır.
Başvuruyu geri çeviren davacıya mahkeme hakkı vermemek de bir başka hukuksuzluktur.
Yüksek mahkeme hakiminin bu kararı, bir çok başvurucu için emsal teşkil edecektir. Şimdi, başvurularda çok sık karşılaşılan ödeme sorunları aşmak için bakanlığın ne tür önlemler alacağını merakla bekliyoruz.
0 yorum