Son günlerde, Türkiye’de tanınmış bir iş adamının Dominika vatandaşlığına başvurup pasaport sahibi olduğu haberi gündemi meşgul ediyor. Ancak bu haber, pek çok kişi için mantıklı bir seçenek olup olmadığı konusunda soru işaretleri uyandırıyor.

Türk Pasaportu: Değerini Koruyor mu?

Türk pasaportu, her ne kadar değeri son yıllarda azalmış olsa da hala pek çok ülkenin pasaportlarına göre daha değerli bir konumda bulunuyor. Bu, Türk pasaport sahiplerinin vizesiz seyahat edebilecekleri ülke sayısından daha çok, dünyanın geri kalan birçok ülkesine göre daha güçlü ve yaşanılabilir bir ülke olmasından kaynaklanıyor.

Örnek vermek gerekirse, suç oranının son derece yüksek olduğu on binlerle ifade edilen nüfuslarıyla Karayip ada devletleri gerek nüfusları gerekse de vatandaşlarının ortalama eğitim seviyelerinin düşük olmasından kaynaklı dünyada söz sahibi bir yere sahip değiller. Türkiye ise, demokraside yaşanan sıkıntılara rağmen kendi bölgesinde hala güçlü bir ülke olma özelliğini koruyor.

Karayip Ada Devletlerinin Düşük Geliri ve Az Nüfusu

Karayip ada devletlerinin düşük gelirli ve az sayıda nüfusa sahip olmaları nedeniyle, büyük ülkelere seyahat edecek vatandaşları gittikleri ülkeler için bir risk teşkil etmiyor, dolayısıyla vize engeli ile karşılaşmıyorlar. Zira, Karayip adalarından Avrupa’ya uçabilecek maddi güce sahip çok az vatandaşa sahipler. Bu vize serbestisi, Karayip ülkelerine vatandaşlık satarak para kazanma şansı veriyor.

Ortalama kişi başına en az 100 bin dolar veya aile başına en az 150-200 bin dolar ödenerek alınan Karayip ada devletleri pasaportları, AB ülkelerine vizesiz seyahat etmenin yolunu açıyor. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, bu ülkelerin pasaportları sadece turistik amaçlı seyahatlerde vize muafiyeti sağlıyor, bu pasaportlarla AB ülkelerine veya bir başka ülkeye yerleşmenin önü açılmıyor.

Karayip Pasaportları ve Vize Sorunu

Her ne kadar vizesiz seyahat etmenin önünü açsa da, karayip ada devletlerinden alınan pasaportlarla, yabancı bir ülkeye özellikle Avrupa Birliği ülkelerine giriş garantisi söz konusu değil. Bu pasaportlarla uçağa binip, gidilmek istenen ülkenin sınır kapısına kadar gidip, sınır kontrolü esnasında geri gönderilmeniz de mümkün. Ayrıca, bu pasaportlar bir başka ülkeye yerleşme veya gidilen yabancı bir ülkede eğitim alma olanağı da sunmuyor, sadece turistik amaçlarla ve limitli sürelerle seyahat edilebiliyor.

Örneğin, habere konu olan Karayip ada devletlerinden Dominika pasaportu sahipleri, Avrupa’ya seyahatlerini sadece turist olarak yapabilirler ve herhangi 180 gün içinde en fazla 90 güne kadar schengen bölgesinde kalabilirler. 180 günü aştıklarında ise bir daha Schengen ülkelerine giriş yapamazlar, dolayısıyla bir sonraki seyahatlari için 180 günü tamamlamaları gerekecektir.

Bu durum, Schengen vizesi olan bir Türk pasaportu ile içinde vize olmayan Dominika pasaportunu vize koşulları açısından benzer duruma getiriyor. Her iki pasaport sahibi de her 180 günde bir 90 gün kalabilir ve seyahat edebilir. Peki, o zaman neden bir kişi Dominika gibi bir ülkeden pasaport almak için yüzbinlerce dolar para harcar?

Vize Sorunu mu?

Vize sorunu, genellikle varlıklı Türk vatandaşları için büyük bir engel değildir. Bu kişiler her zaman olmasa bile genellikle vize almakta sorun yaşamazlar ve gerektiğinde uzun süreli vize  de alabilirler.

Ayrıca, Türk vatandaşları, Dominika gibi pasaport değeri çok düşük bir ülkeden pasaport almak yerine örneğin Yunanistan’da gayrimenkul alarak AB’de vizesiz seyahat imkanına sahip olabiliyorlar. Bu şekilde hem gayrimenkul sahibi olurlar hem de Yunanistan’da oturum izni elde ettikleri için tüm Schengen ülkelerine vizesiz seyahat edebilirler.

Dominika Pasaportları Kimler için?

Dominika gibi ülkelerin pasaportları, genellikle pasaport değeri düşük olan ülkelerin vatandaşları için tasarlanmıştır. Bu kişiler, ne kadar zengin ve tanınmış olurlarsa olsunlar, Amerika’nın uyguladığı ambargo nedeniyle gelişmiş ülkelerden vize almakta büyük zorluklar yaşarlar. Bunlar, örneğin Yunanistan gibi ülkelerden mülk edinip oturum izni de alamazlar. Dolayısıyla Dominika gibi ülkelerin pasaportlarını almaları, onların tek seçeneği olabilir.

Aynı durum Türk pasaportuna sahip kişiler için geçerli değildir. Yurtdışına seyahat edebilecek maddi güce sahip olan Türk vatandaşları, Schengen ülkelerinden (genellikle) sorunsuz vize alabilirler, dolayısıyla seyahat sorunu yaşamazlar. Ayrıca, Yunanistan’ın Golden Visa (Altın Vize) kapsamında Yunanistan’da bir gayrimenkul alarak oturum iznine sahip olabilirler ve bu oturum izinleri ile Schengen bölgesine vizesiz seyahatin önünü açabilirler.

Dominika Pasaportu Gerçekten de Vizesiz AB Ülkelerine Girişe İzin Verir mi?

Hayır. Dominika veya diğer ada devletlerinden alınan pasaportlar, üçüncü bir ülkenin sınırına kadar vizesiz seyahate olanak tanır ancak seyahat edilen ülkenin kapısından içeri girişe izin vermez. Bugün, dünya çapında neredeyse bütün göçmenlik görevlileri, bu tür pasaportların parayla satın alındıklarını çok iyi biliyorlar ve bu pasaport sahiplerini ülkeye kabul etmeden önce özel olarak incelemeye almaktalar.

Birleşik Krallık Dominika ve Vanuatu pasaportlarına vize uygulamaya başladı

En son gelişme olarak, geçtiğimiz Nisan ayında Birleşik Krallık, Vanuatu ve Dominika vatandaşlarına vize uygulamaya karar alırken, bu ülkelerden alınan pasaportların ülkeye vizesiz girişe izin vermeyeceğini açıkladı. Avrupa Birliği’de, Vanuatu pasaportlarına vize uygulamaya başladı ve Dominika’ya yakında vize uygulayacağının sinyalini verdi.

Sonuç Olarak: Mantıklı mı?

Türk vatandaşlarının Dominika, St Kitts, Grenada veya Vanuatu gibi ülkelerin pasaportlarını almaları, birçok durumda mantıklı bir seçenek olmadığı ortada. Bu ülkelerden pasaport almak için harcanacak parayı daha iyi yerlerde kullanmak, örneğin self sponsorluk ile İngiltere’de iş kurmak veya Yunanistan’da Gayrimenkul alarak Yunan vatandaşlığına kadar gidebilen kalıcı oturum iznine sahip olmak mümkün.

Vize sorunu her ne kadar büyük boyutlarda yaşamıyor olsalar da bazı Türk işadamlarının vize sorununu kökünden çözmek için Dominika gibi ülkelerden pasaport satın almak için yüzbinlerce doları sokağa atmak yerine Yunanistan’da gayrimenkul alarak veya İngiltere’de iş kurarak oturma izni almalarını tavsiye ediyorum. Bu onlara hem çok güçlü bir pasaport edinmelerinin kapısını aralayacak, hem de yatırım yaparak paralarının boşa gitmesinin önüne geçecektir.

Unutmamanız gereken şey, seyahatinizdeki amaç ve uzun vadeli hedeflerinizdir. Mantıklı bir karar vermek için bu faktörleri göz önünde bulundurmalısınız.

****************

Bu blog sitesinde makaleleri yayınlanan Tamer Ulay, İngiltere merkezli çok uluslu bir göçmenlik hukuku firmasında yönetici olarak çalışmaktadır. Yunanistan, Portekiz, İtalya, Malta gibi AB ülkelerindeki oturma izni ve vatandaşlık programlarında uzmandır. İngiltere’deki tüm vize konularında benzersiz bir hukuki deneyime sahiptir. İletişim için WhatsApp: +44 791 612 05 44.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44