Geçen hafta, Avukat kullanmaksızın OISC danışmanları ya da muhasebeci aracılığıyla Ankara Anlaşmasına başvurup red edildikten sonra profesyonel yardım isteyenlerle ilgili 3 farklı red kararıyla karşılaştım. Bu 3 red kararının üçünde de ortak olan nokta iş planları üzerinden red verilmiş olması.
Ne yazıkki, bir defa ankara anlaşmasına başvurup vizesini aldıktan sonra uzman kesilen yüzlerce kişinin yanısıra, avukatlık yetkisi olmayan bazı deneyimsiz danışmanlar ve Ankara Anlaşmasında yasa dışı danışmanlık yapmakta ısrar eden İngiltere’deki Türk muhasebeciler arka arkaya red kararlarının çıkmasında etkili oluyorlar.
Hatırlarsanız, aylar önce yazılarımda iş planlarına Ankara Anlaşması vizesi memurlarının çok dikkat edeceklerini ve benzer iş planlarını red gerekçesi olarak göreceklerini bahsetmiştim. Bu konuda İngiltere’de Türkçe yayınlanan gazetelerde de çok sayıda makale yayınlanmıştı. Ancak dünyadan habersiz bazı OISC danışmanları ve yasak olmasına rağmen Ankara Anlaşması konusunda kaçak olarak danışmanlık veren bazı muhasebeciler, ısrarla eski alışkanlıklarına devam ediyorlar ve bu arada düzinelerde kişinin red almasına neden oluyorlar.
Burada belirtmekte büyük yarar görüyorum. İngiltere İçişleri Bakanlığında, Ankara Anlaşmasına bakan vize memurları, Şubat-Haziran 2012’de ciddi bir eğitime tabi tutuldu ve bazı memurların yerine çok daha bilgili yeni memurlar işbaşı yaptı. ECAA birimi olarak bilinen bu ekip, Haziran 2012’den itibaren yapılan tüm başvuruları özel bilgisayar ortamında değerlendiriyor. Başvurularda kullanılan iş planları tek tek tarayıcılarda tarandıktan sonra bilgisayara yükleniyor ve bu planlar arasındaki benzerlikler özel bir program aracılığıyla tespit ediliyor. Kırmızı, Sarı, Mavi, Turuncu, Yeşil gibi kodlarla iş planlarının önceki başvurularda kullanılan iş planlarına olan benzerlikleri belirleniyor.
Örneğin Kırmızı, iş planının en az bir iş planı ile bire bir aynı olduğunu gösteriyor.
Turuncu, ciddi benzerlikler olduğuna işaret ediyor.
Sarı, ufak tefek benzerlikler olduğunu gösteriyor.
Yeşil, planın kendine özgü benzersiz olduğunu belirtiyor.
Memurlar teknolojinin son imkanlarını bu şekilde kullanırken, iş planının daha önce kimlerin başvurularıyla aynı olduğunu görüyor. Bu benzerlikler, memur için tek başına red gerekçesi olarak kabul ediliyor. Nedeni ise çok basit: Memur, benzer iş planı kullananların, yapacakları işlerden bi haber, rekabet ve pazarlama analizinden uzak olduğunu ve başvuranın kuracağı işte başarılı olamayacağını öne sürüyor.
Mayıs 2012’de yüksek mahkemede görülen bir itiraz davasında, mahkeme hakimi, benzer iş planından dolayı Ankara Anlaşması başvurusu red edilen bir Türk vatandaşının yaptığı itirazı haksız bulmuştu. Dolayısıyla, diğer mahkemelerde emsal teşkil edecek olan bu karar, benzer iş planından dolayı red alanların veya ilerde benzer iş planı ile başvuracakların başını çok ağrıtacak gibi görünüyor.
İşin ilginç tarafı ise, geçen hafta karşılaştığım dosyalarda, başvuru sahiplerinin iş planının benzer olduklarından haberleri dahi yok. Kendi bilgileri dışında, iş planının başkasının planı ile benzer olduğu söylenmeden düzmece hazırlanan iş planlarıyla başvuruları yapılmış. Ankara Anlaşmasında 500-600 sterlin toplam maliyetle iş planı dahil hizmet veren vize danışmanlarının, bu kadar düşük maliyetle herkese ayrı iş planı hazırlamasına olanak bulamayacakları çok açık. Bu anlamda onlardan herkes için ayrı bir iş planı hazırlanmasını istemek gerçekçi olmayacaktır.
Piyasada 100-200 sterlin maliyetle iş planı hazırlayan kişiler var. Ancak bunların tamamının ortak yanı, internette satılan hazır iş planlarında bir kaç estetik değişiklik yapmaları oluyor.
Peki, iş planında nelere dikkat edilmeli?
1973’te geçerli göçmenlik yasası, İngiltere’de iş kurmak isteyenlerin, kuracakları işte ne kadar ciddi olduklarının, işin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğinin ve göçmenlik yasasının suistimal etmeyeceklerine dair vize memurunun ikna olmasını emrediyor. Bu anlamda, Bakanlığın hazırladığı rehber memurlara yol gösteriyor. Bu rehbere göre iş planında olması gerekenler şunlar:
1- İşi kuracak kişi veya kişiler kimler? Geçmişte ne tür iş deneyimleri oldu? Kurulacak işte eğitim veya iş tecrübeleri var mı?
2- Kurulacak işte başarı şansı nedir? Aynı işi yapan diğer firmalar kimler? Bu firmaların ücretleri nedir? İşi kuracak kişinin ücretlendirme detayı nasıl olacak?
3- Rekabet koşulları nasıl aşılacak? Aynı işi yapan köklü firmalar varsa, müşteriler bu kurulu firmalar yerine neden yeni kurulacak firmayı seçecek?
4- Pazarlama stratejisi nasıl olacak? Ne tür pazarlama araçları kullanılacak?
5- İşin gereklerini fiziken ve madden karşılayabilecek mantıklı bir altyapı var mıdır? Sermaye nereden geliyor? Kaynağı ispatlanabilir mi? Bu sermaye ile işi kuran kişi risk alıyor mu?
6- Müşteri kitlesi kimler olacak? Bu müşterilere nasıl ulaşılacak? Potansiyel müşteriler var mı? Fiyatlandırmayı müşteri mi yoksa işi kuran mı yapacak? Çalışma ve hizmet koşullarını kim belirleyecek?
7- İşin kurulmasında VAT kanununa aykırılık söz konusu mu? (Özellikle, bir işyeri adresinde ikinci bir iş kuracak olanları ilgilendiriyor. Örneğin: Koltuk kiralayarak berberlik yapmak isteyenler)
8- Ne tür alet, araç ve gereçler alınacak? İşe başlamak için gereken masraflar neler? Sermaye bu masrafları karşılıyor mu?
9- İşten gelir elde edene kadar, “working capital” işi kuran kişiye yetecek mi?
10- İlk 12 aydaki kazanç – gider tablosu hazırlanmış mı?
11- Vize alındıktan sonra, işin hayata geçirilmesi için neler yapılacak?
12- Yukarıdaki tüm noktalar dikkate alındığında, başvuran kişinin gerçek amacı konusunda şüphe oluşuyor mu?
İlerleyen haftalarda, fırsat buldukça iş planı ve ortalıkta dolaşan red kararları hakkında yorumlarıma devam edeceğim.
0 yorum