ankara anlasmasiAnkara Anlaşmalarında mahkeme hakkının kaldırılmasından sonra, memurların vize dosyalarını incelerken baz alacakları tek kaynak, Ankara Anlaşması vizesine sıcak bakmayan ve her zaman red verme eğiliminde olan İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yönetmelik olacaktır. Dolayısıyla memurların verecekleri kararlar, tarafsız yargının denetiminde olmayacağından, keyfi red gerekçeleri sıklaşarak artabilecektir.

Aslında Ankara Anlaşmasının temeli olan 1971 Göçmenlik yasası oldukça basit düzeyde karar verilmesini öngörüyor. Yeterli sermayesi ve deneyimi olanlara, bugünkü yönetmelikte olan iş planı, sermaye transferi gibi zorunluluklar istenmeden vize verilmesini öngörüyor Ankara Anlaşması. Bir başka ifade ile, 1973 yılında yabancılar nasıl iş kurabiliyorsa ve onlara ne kadar kolaylıklar gösteriliyorsa, aynı kolaylıkların günümüzde başvuran Türk vatandaşlarına da gösterilmesi gerekiyor. 1973’te iş kurmak isteyen yabancılar sadece bir dilekçe veriyorlardı ve o tarihte bakanlık başvuranlardan başvuru formu, iş planı gibi detaylar istemeden 1 yıllık vize verebiliyordu. Bu 1 yıl içinde işinde kendini ispatlayanlara 3 yıllık daha vize verilmekteydi.

Ancak, günümüzde bu kolaylıkların hiç biri Ankara Anlaşması vizesine başvuranlara gösterilmiyor. Bakanlık, nereden nasıl red verebilirim düşüncesinden hareketle yönetmelikler hazırlıyor ve bir şekilde Ankara Anlaşması vizesinin önünü kesmeye çalışıyor. Sonuçta, abuk subuk nedenlerle vize başvuruları memurlarca red edilebiliyor, çünkü önlerindeki bakanlık yönergesine göre hareket etmek zorundalar.

O kadar saçma gerekçeler ortaya konmaktadır ki, burada saymakla bitiremem.

Örneğin, bazı başvuranları mülakata çağrılıp, iş planı üzerinde belirtilen tahmini kazanç tablosunda işe başladıktan 5 ay sonra ne kadar cironun elde edileceğini soruyorlar. Hatta o kadar ileri gidiliyor ki, iş planının falanca sayfasındaki falanca başlık altında ne anlatıldığı soruluyor.

Bazı başvuranlara Londra’daki semt isimleri soruluyor, hatırlayamadıklarında red veriliyor.

İş planında aylık 13 sterlin olan televizyon lisansının yazılı olmadığı bahanesiyle red edilen insanlar var.

Haftalarca emek harcanip, yüzlerce sterlin masraf yapılarak profesyonel ekiplerin desteklediği iş planları yetersiz hatta son derece yetersiz denilerek başvurular red edilebiliyor. Ama öte yandan iş planı madem ki yetersiz, daha başka ne tür bilgiler verilebilirdi sorusu yöneltildiğinde, ilgili memurlar buna yanıt veremiyorlar. Kafalarından yetersizdir demekle yetiniyorlar ama neyin ne şekilde yetersiz olduğunu bilmiyorlar.

Daha da kötüsü, bazıları da haksız yere vize alabiliyor. Örneğin, İngiltere’de vize başvurusu incelenirken, 3-5 ay daha kalabilmek ve sadece zaman kazanmak için Ankara Anlaşmasına abuk subuk belgelerle başvuranlardan bazılarına vize verildiğini de biliyorum.  Vizesini aldığında sayısal lotoda 6 bilmiş gibi şaşıranlar var, öte yandan da yüzbinlerce sterlin sermaye ve çok güçlü dosyalarla başvurup red alanlar da var. Neden? Çünkü, elindeki bakanlık yönetmeliği vize memuruna bu yetkiyi veriyor da ondan. Yönetmelikler, “eğer tatmin olduysan vizeyi ver, olmadıysan verme” diyor. Yani keyfin bilir demek istiyor.

Tarafsız mahkemelerin müdahil olmayacağı ortamda keyfi redlerin giderek artacağına kimsenin şüphesi yok. Ancak, bir hukuk firması olarak, müvekkillerimizin mahkeme hakkının ellerinden alınmasına rıza gösteremeyiz. Bu yüzden, şimdiden mahkeme hakkının Ankara Anlaşması vizelerinde yeniden tesisi için çalışmaya başlamış durumdayız. Ümit ediyorum ki, İçişleri Bakanlığı bu hatasından kısa zamanda geri döner veya hukuki yollardan kararından geri dönmeye zorlanır.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44