İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosluğunda görevli vize memurlarına karşı açtığım çok sayıda immigrationlawdavalardan biri daha 2 hafta önce sonuçlandı. Diğer davalarda olduğu gibi bu davayı da kazandım. Mahkeme hakimi, müvekkilimizi haklı bularak vizenin onaylanmasını emrederken, aynı zamanda mahkeme masraflarının müvekkilimize geri ödenmesine de karar verdi.

Hakimin kararına dayanarak İstanbul Başkonsolosluğu’na karşı tazminat davası da açabileceğiz. Çünkü, mahkeme kararında hakim, müvekkilimizin haksız ve gereksiz yere 2 yılı aşkın bir süreyle eşinden ayrı yaşamaya zorlandığını, Başkonsolosluk memurlarının ardı ardına hatalar yaparak, kolay olan süreci zorlaştırdıklarını ve anlamsız yere bir aile dramının yaşanmasına neden olduklarını belirtiyor.

Dava, Ankara Anlaşması ile İngiltere’de süresiz oturum izni sahibi olan müvekkilimizin, Türkiye’deki eşinin haksız ve yasa dışı olarak vize başvurularının red edilmesi ile ilgili.

Dava süreci, müvekkilimiz henüz Ankara Anlaşması ile İngiltere’de kaldığı dönemde, Ağustos 2012’de eşinin İstanbul Başkonsolosluğu’na yaptığı vize başvurusunun red edilmesi ile başladı. Vize red gerekçesi, müvekkilimizin Londra’da dil okulunda eğitim alması gerekiyor iken, İskoçya’da iş kurması ve yaptığı işin gerçek olduğunun şüpheli olması gibi sağlam temellerden yoksun ve varsayımlara dayanılarak oluşturulmuştu. Tabii müvekkilimiz, eşinin vizesinin red edilmesi üzerine dava açılması için firmamıza talimat verdi. Açtığımız dava, müvekkilimizin Ankara Anlaşması vizesinin bitmesine 2 gün kala sonuçlandı ve hakim, red gerekçesini iptal ederek, vizenin onaylanmasını emretti.

Hakimin yazılı kararı, İstanbul’daki Başkonsolosluğa ulaştığında, müvekkilimizin Ankara Anlaşması vizesi sona ermiş ve kendisi süresiz oturum izni için başvuruda bulunmuştu. Başkonsolosluk, müvekkilimizin geçerli vizesi olmadığı için, hakim kararına rağmen eşinin vizesini onaylamadı ve müvekkilimize süresiz oturum izni aldığında vizeyi vereceğini bildirdi.

Eylül 2013’te, yani, eşinin vize reddinden tam 1 yıl sonra müvekkilimiz süresiz oturum iznini aldı ve elçiliğe başvurarak eşinin vizesinin onaylanmasını istedi. Başkonsolosluk buna olumlu veya olumsuz hiç bir yanıt vermedi. Avukatları olarak, konsolosluğa 3 yazılı başvuruda bulunduk ve bu yazılarımıza da hiç bir yanıt verilmedi. Müvekkilimiz, İskoç Parlamentosu milletvekilini araya koyduğunda, İngiliz İçişleri Bakanlığu bu milletvekiline son derece kaba bir mektupla kendisini muhatap almadıklarını söylediler. Tabii, bir milletvekilini muhatap almadıklarını söylemeleri ve gerekçe vermemeleri üzerine ortalık biraz karıştı. İngiliz Dışişleri ve İçişleri Bakanları parlamentoda soru önergesi aldılar.

Müvekkilimiz, son çare olarak İngiliz parlamento milletvekilini devreye koydu ve işte bu aşamada, müvekkilimizin durumunun karmaşık olmasından dolayı henüz bir karar verilemediği ve karar verildiğinde müvekillimize yanıt verileceği Başkonsolosluk tarafından bir zahmet açıklandı. Bu arada, müvekkilimizin eşinin vize başvurusunun üzerinden 16 ay, mahkeme hakiminin kararının üzerinden 10 ay geçmişti ve halen daha ne kadar bekleneceği belli değildi.

Her avukatın elinde olan son silahı devreye almaktan başka çaremiz kalmamıştı. Judicial Review yani Türkiye’de Anayasa Mahkemesi diyebileceğimiz son mahkemede hem tazminat hem de görev davası açmaya karar verip ihtarname gönderdiğimizde, İstanbul Başkonsolosluğu vize amiri, yazılı olarak bize yanıt vermek zorunda kaldı. Müvekkilimizin artık Ankara Anlaşması vizesi olmadığı ve artık süresiz oturum izni sahini olduğu için eşine üzülerek Ankara Anlaşması yönetmeliği çerçevesinde vize veremeyeceklerini, aradan geçen sürede aile dramı yaşattıklarına üzüldüklerini, ancak yasalar çerçevesinde ellerinin bağlı olduğunu bildirdiler. Aylarca ne bize ne de müvekkilimize yanıt veremedikleri için de özür dilediler. Kısa bir özür, neredeyse boşanma aşamasına gelmiş karı kocanın acısına ne kadar merhem olabilir? Ayrıca, sorun daha çözülmemiş, belirsizlik devam ediyordu. Başkonsolosluk, müvekkilimize 2 seçenek sundu. Eşi, Ankara Anlaşması vizesi yerine, süresiz oturum izni sahiplerinin eşlerinin başvuracağı vizeye başvurması ya da bu kararlarının yeniden birinci düzey mahkemeye taşınması seçenekleri.

Bir türlü Başkonsolosluğa, yaptıkları işin yasa dışı olduğunu, doğrusunun mahkeme kararına uyup vizeyi onaylamaları gerektiğini anlatamadık. Başkonsolosluk gerekçe olarak, mahkeme kararını aldıklarında müvekkilimizin Ankara Anlaşması vizesinin sona erdiğini, süresiz oturum iznine başvurmuş olduğunu ve İngiltere’de yasal bir vizeyle bulunmadığını öne sürüyordu, ki bu doğru değildi. Yasalara göre, müvekkilimiz süresiz oturum iznine başvurduğunda, eski vizesi yani Ankara Anlaşması vizesi İçişleri Bakanlığı karar verene kadar geçerli kabul edilmekteydi. (Section 3C of the Immigration Act 1971).

Çok karmaşık değil mi? Büyük ihtimalle bir şey anlamadınız. Yalnız değilsiniz. Mahkeme hakimi ve hatta Bakanlık avukatı da anlamakta çok zorluk çektiler. Aslında çok kolay olan bir işlemin neden bu kadar uzadığına, işlerin neden bu kadar karıştırıldığına kimse bir anlam veremiyor. Önemli olan sonuç tabii. Duruşma sonrasında, Mahkeme hakimi, haksızlık yapıldığına hüküm ederek müvekkilimizin eşine Ankara Anlaşması vizesi altında eş vizesi verilmesini emretti.

Tabii, olayın temyiz aşaması var. Başkonsolosluğun, ardı ardına 2 mahkeme kararına rağmen, kararı temyiz edeceğini sanmıyorum. Ancak, o kadar yanlış kararlar veriliyor ve haksızlıklar yapılıyor ki, kararın kesinleşmesinden önce, temyiz yapıp yapmayacaklarını kestirmek çok zor.

Umarım, bu son mahkeme kararı, vize işlemlerinde Başkonsolosluğun yaptığı haksız uygulamalarda kendilerine çeki düzen vermelerinde vesile olur.

GÜNCELLEME: Yılbaşından hemen önce, HOME OFFICE avukatlarının (presenting officer unit) bulunduğu birimle yaptığım görüşmede, bu dava sonucuna itiraz etmeyeceklerini ve mahkeme kararını uygulayacaklarını öğrendim. Bir başka ifadeyle, İstanbul Vize Birimine karşı kazandığımız zafer, bizzat Home Office avukatlarınca da tescil edilmiş oldu ve müvekkilimize vize verilmesi kesinleşti.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44