Geçtiğimiz aylarda, İstanbul’daki vize başvuru merkezinde yaşanılan sorunları dile getirmiş, keyfi redlerden pulling-hair-out2örnekler vererek, saç baş yolduran kararları eleştirmiştim. Aradan geçen aylarda değişen bir şey olmadığı gibi, saç baş yolduran kararlar devam etti. Eleştiriyi sonuna kadar hak eden  İstanbuldaki vize biriminin verdiği kararlardan birine bugün değineceğim.

7 Nisan 2013’teki blog yazımda, bir mahkeme kararına değinmiş, İstanbul’daki vize memurunun verdiği dayanaksız ve keyfi red kararının, mahkeme hakimi tarafından geri çevrildiğini ve hakimin vizeyi 0nayladığını bahsetmiştim. Detay için: http://vizesizdunya.wordpress.com/2013/04/07/vize-red-karari-sadece-mahkeme-yargicini-degil-bakanlik-avukatini-da-sasirtti/

Yukarıdaki dava sonucuna, İçişleri Bakanlığı itiraz etmediği için hakimin kararı kesinlik kazandı. Dolayısıyla  İstanbul’daki vize merkezinin, hakimin kararını takip eden en geç 2 ay içinde davacıyı arayıp vizesini vermesi gerekirdi. Aradan 2 değil, 5 değil, tam 9 ay geçti. Vize merkezi, hakimin kararına rağmen, halen vizeyi onaylamadı.

Hukukun üstünlüğü ile tanınmış medeni bir ülke olarak bilinen İngiltere’de bu kolay rastlanan bir durum değil. İngiltere’de mahkemenin verdiği kararlar bağlayıcıdır. Eğer mahkeme kararına itiraz etmiyorsanız, bu kararı uygulamanız beklenir, aksi halde suç işlemiş olursunuz.

Avukat arkadaşlarımla sohbetlerimde benzer bir durumla karşılaşan birine de rastlamadım ve konuştuğum tüm hukukçular şaşkınlıklarını gizleyemediler.

Yasal zorlama yoluna yani Istanbul Vize merkezini sorumlu tutacak mahkeme emri için “Judicial Review” yoluna gitmeden önce, denenebilecek her tür yasal yolun denendiğini belirtmek istiyorum. Mesela, Vize merkezine farklı tarihlerde yasal sorumluluklarını hatırlatan 5 ayrı resmi yazı gönderildi. İstanbul Başkonsolosluğu vize birimi, bunların hiç birine yanıt vermedi.

Müvekkilimiz, bizzat 3 ayrı dilekçe sundu. Bunlara da yanıt verilmedi.

Müvekkilimiz, bölgesindeki 2 farklı milletvekilinden yardım istedi. Bir milletvekili, İngiliz Dışışleri Bakanından yardım istedi, ve mahkeme kararına rağmen, neden İstanbul’un vizeyi vermediğinin açıklanmasını istedi. Buna da yanıt verilmedi.

Diğer milletvekili, doğrudan İçişleri Bakanlığı’na yazdı. Yine yanıt verilmedi.

Yasalar, milletvekillerine 4 hafta içinde mutlaka yazılı yanıt verilmesini emrediyor. Buna rağmen yanıt verilmemesi, sadece son derece yadırganacak bir durum değil. Aynı zamanda, disiplin cezası gerektiren bir suç.

Kime bu durumdan bahsetsem, inandıramıyorum. Nasıl olur da sıradan bir memur, halkın vekiline, yasalara rağmen yanıt vermez. Bu kolay anlaşılabilir durum değil.

Ve en son olarak, Judicial Review yoluna gideceğimizi, yani mahkeme emri çıkartacağımızı bahsederek, doğrudan İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın şikayet birimine başvurdum. Nihayet bu başvuruma yanıt verme zahmetinde bulundular. Müvekkilimize vize verilmesi için durumun incelendiğini belirten bir paragraflık bir yanıt alabildim sadece. İnanılır gibi değil. Durum inceleniyormuş. Ne incelemesi? Ortada bir mahkeme kararı var. Hakim, vizeyi verdi. Sizin üzerinize düşen tek bir şey var. En kısa zamadan vizeyi onaylayıp, müvekkilimizin mağduriyetini gidermek. Bunu yapmıyorsunuz, aksine, yazılarımıza ve hatta milletvekillerine bile yanıt vermeden, neyi incelediğinizi belirtmeden oyalama yoluna gidiyorsunuz.

Yukarıdaki davayı incelediğinizde, vize memurunun (daha sonra mahkemeden dönen) yanlış bir kararı yüzünden 1 yılı aşkın süredir müvekkilimizin mağdur edildiğini ve İngilteredeki eşinden ayrı yaşamaya zorlandığını görürsünüz. Bu, sadece insan haklarının açık bir ihlali değil, aynı zamanda, Avrupa Adalet Divanının ailelerin bütünlüğünü korumaya yönelik kararlarına açık bir meydan okuma.

Önümüzdeki ay, eğer son anda bir sürpriz olur da, müvekkilimizin vizesi onaylanmazsa, vize verilmesi için mahkeme emri almak üzere Judicial Review için üst mahkemeye başvuracağız. Tabii sadece vize verilmesini değil, uğradığımız maddi ve manevi zararın tazmin edilmesini de talep edeceğiz.

Gelişmeleri burada sizinle paylaşmaya devam edeceğim.

Haftaya: Bu yazımın devamını, bir başka saç baş yolduran kararı sizinle paylaşacağım.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44