benzer dosyalarAnkara Anlaşması vizelerinde meslektaşlarımın çok karşılaştığı problemlerden biri de, birbirine çok benzeyen iki dosyadan birine sorgusuz sualsiz vize verilirken, diğerine red verilmesi oluyor. Hatta, son derece düzgün bir dosyaya şaşırtıcı bir şekilde red verilebilirken, hiç bir tutarlı yanı olmayan dosyalarda vize alınabiliyor.

Dosyalarda farklı kanun hükümleri mi uygulanıyor?
Hayır. 1971 göçmenlik yasası, Ankara Anlaşmasına başvuran herkes için uygulanmak zorunda. Dosyaların incelenmesinde hukuki anlamda bir farklılık yok.

Başvuranların yaşı, eğitimleri veya maddi durumları vize sonucunu etkiliyor mu?
Hayır. Dosyaların incelenmesinde yine hukuki anlamda İlkokul mezunu ile Üniversite mezunu arasında bir fark olmadığı gibi, başvuranın yaşı veya maddi durumunda da bir fark olmuyor. Bankada milyonlarca sterlin parası olan da aynı hukuki işlemden geçiyor, hiç parası olmayan da.

İngiltere ekonomisine yapılan katkıya göre farklı bir inceleme söz konusu mu?
Hayır. Evlere temizliğe giderek kendi işini yapan bir temizlikçi ile yıllık 10 milyon sterlin ciro yapan bir işveren arasında yine hukuki açıdan bir fark yok.

Peki, o halde neden farklı sonuçlar alınabiliyor?

Hemen açıklayayım. Tamamen dosyayı inceleyen memurun kim olduğuna bağlı olarak sonuç değişiyor. Üniversite veya Lise yıllarında hatırlarız. Nasıl ki, bazı hocalarımız pamuk gibi ve bazı hocalarımız sıfırcı olarak adlandırılıyorsa, vize başvurusuna bakan memurlar da aynı. Bazı memurlar, dosya içeriğine pek bakmadan kolaylıkla vize verirken, bazı memurlar da dosyanın altını üstüne getirip, akla hayale gelmeyecek bahaneler üretebiliyor.

Sonuçta, dosyayı inceleyen memurun kim olduğuna bağlı olarak bazen 3-5 evrakla vize alan birine rastlayabilirken, bazen de, yüzlerce sayfalık çok güçlü evraklara rağmen vize alamayanlara da rastlanabiliyor.

Sanırım genetik yapılarında ticari mantık iyice yerleşik olmasından dolayı, genelde erkek memurların vize sonuçları olumsuz olurken, bayan memurlarda çok daha kolay vize alınabiliyor. Kendi tecrübemlerimle sabit. Şimdiye kadar dosyalarıma bakan bayan memurların neredeyse hepsi, hiç bir sorun çıkarmadan vize verdiler, ancak bazı erkek memurlarda çok ciddi zorluklar yaşadığımı itiraf etmeliyim.

Örneğin, Ankara Anlaşmasına başvuranların kabusu haline gelen bir erkek memur. Burada isim veremiyorum ancak Ankara Anlaşması avukatları kimi bahsettiğimi çok iyi bilirler. Aynen lise veya üniversite yıllarındaki sıfırcı hocalarımız gibi, bu memur da, çok sayıda insanın canını yaktı. İtiraz mahkemelerinde rastgele 3 dosya seçin, kesinlikle bu üç dosyadan ikisi bu memura aittir. Bir başka ifade ile, red alanların üçte ikisi bu memurdan red alıyorlar.

Adı saklı bu memur dosyayı eline aldığında nereden red verebilirim mantığıyla yaklaştığı için, aynen vergi memurları gibi, mutlaka bir açık bulmaya çalışıyor.

Olayı daha iyi açıklayabilmek için yaşadığım bir örneğe yer vermek istiyorum.

Müvekkilim, H.K. Fethiye’de bir restoranda şef garson olarak çalışırken, İngiltere’de kendi temizlik firmasını kurmak üzere başvuruda bulunuyor. H.K., ilgili restoranda çalıştığının ispatı olarak SSK kayıtlarını ve restoran sahibinden bir belgeyi başvurusuna ekliyor. Ne yazık ki, başvurusu bizim sıfırcı memura düşüyor. Memur, dosyayı eline aldığında (temizlik işi yapanlara red vermeyi kafasına koyduğu için), H.K. ya da red vermek için SSK kayıtlarını tek tek inceliyor. Restoran sahibinin yazdığı mektubun gerçek olup olmadığının araştırılması için Istanbul’daki İngiliz konsolosluğunda çalışan Türk görevlilerden restoranı araştırmalarinı ve restoran sahibi ile konuşmalarını istiyor. Konsolosluktaki Türk görevliler, restoran sahibi ile konuşup, H.K. nın gerçekten şef garson olarak çalıştığını öğreniyorlar. Memur, SSK kayıtlarının Türkiye’deki sosyal güvenlik kurumundan araştırılmasını istiyor. SSK kayıtları da doğru çıkıyor. Bizim sıfırcı memur, bir kez kafasına taktı ya, mutlaka birşeyler bulacak. Bu sefer SSK üzerinde, restoranın SSK işveren koduna ve il trafik koduna bakıyor. İl kodunun 38 olduğunu not ediyor. Hiç üşenmeden, H.K. nın İngiltere’ye gelmek için yaptığı turist vizesi başvurusunda verdiği adresi araştırıyor. H.K. nın Mayıs 2012 de, İstanbul’da oturduğunu ve il kodunun 34 olduğunu not ediyor. SSK kayıtlarından yine Mayıs 2012’ye bakıyor. Mayıs 2012’de, SSK kayıtlarında 38 il kodunda olan bir işyerinde çalışmış olduğunu görüyor. Daha sonra, İstanbul (34) ve Fethiye (38) arasındaki mesafeyi google ‘dan araştırıyor. Mesafenin 805 Km olduğunu görüyor. Ve başlıyor red gerekçesini yazmaya: (Kolay anlaşılması için gerekçeyi basitleştiriyorum)

 İngiltere’ye gelmek için  Mayıs 2012 de Istanbuldaki başkonsolosluğumuza vize başvurusunda bulunmuşsun. Bu başvuruda adresini Istanbul olarak belirtmişsin. Ancak, Mayıs 2012 SSK kayıtlarında 38 il kodu (Muğla) görünüyor. Istanbul ile Muğla arasındaki mesafe 800 kusur kilometre. Bu kadar mesafeyi katederek işten eve gitmen imkansız. Ya, oturduğun adresi yanlış beyan edip, sahtekarlık yaparak vize aldın, ya da, 38 il kodundaki işverende çalışmadın. Her iki durumdan birinde yalan beyanda bulunduğun çok açık. 1971 yasası, dürüst ve sahtekarlık yapmayan kişilere işveren vizesi verilmesini öngörüyor. Sen, dürüst değilsin, bu yüzden vizeni red ediyorum.”

Memur, yukarıdaki örnekte, H.K.’nın vize başvuru formunda İstanbul’daki ailesinin adresini yazmış olabileceğini aklına getirmiyor tabii.

Aynı memurlar ilgili bir başka örnek daha vermek istiyorum.

Bir başka müvekkilim S.A., Ankara Anlaşmasında ilk yılını tamamlayıp, 3 yıllık başvurusunda dosyası bu memura düşen şanssızlardan biri. Memur, SA’nın vergi beyannamesindeki (Tax Return) cirosunun 22540 Sterlin olduğunu görüyor. Kafasına yine takmış olacak ki, cironun karşılığını satış faturalarında görmek istiyor. İnanın hiç abartmıyorum, hiç kimsenin aklına gelmeyecek şeyi yapıyor ve toplam 600 kusur sayfadan oluşan satış faturalarını tek tek inceliyor ve faturadaki rakamları hesaplıyor. Satış faturalarının toplamının 12540 sterlin olduğunu görüyor. Ve yine başlıyor red gerekçesini yazmaya: “Satışlarının toplamı 12,540 sterlin iken, vergi beyannamende 22,540 sterlin beyan etmişsin, yani satışlarını abartıp, işten kar ettiğini göstermeye çalışmıssın. Satışta sahtekarlık yaptığın için başvurunu red ediyorum.

Moral  bozmak gibi olmasın ancak, bizim sıfırcı memurun biriminde amirlerince çok sevildiğini ve onun vize reddindeki ince fikirlerinin diğer memurlara örnek olarak gösterildiğini belirtmem gerekiyor. Kolay vize veren eski memurların yerine, bizim sıfırcı memur tarafından eğitilen yeni memurlar göreve geldi. Son zamanlarda artan saçma sapan red gerekçelerinin nedeni de bu memur değişiklikleri.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44