vize, evlilikSadece İngiliz hükümetinin değil, tüm Avrupa Birliği ülkelerinin ortak sorunu, AB üyesi bir ülke vatandaşı ile evli olanlara verilen otomatik serbest dolaşım hakkından doğan hakların suistimal edilmesi.

Gerçekten de, sadece İngiltere’deki dosyalara bakıldığında, yabancıların AB vatandaşları ile olan evliliklerinde ciddi artışlar söz konusu. Bu artışın en önemli nedeni, İngiltere’deki yabancılarla AB vatandaşları arasındaki Leyla ile Mecnun’u kıskandıracak aşkların olması değil tabii. Tahmin edeceğiniz üzere, AB hukukundan doğan serbest dolaşım hakkının, otomatikman AB vatandaşı ile evlenen yabancılara da tanınıyor olması ve bu nedenle, sahte evliliklerin artması.

Bunu biraz daha açmak gerekirse, şu şekilde özetlemem mümkün:

AB vatandaşları, kendi ülkeleri dışında kalan diğer AB ülkeleri içinde serbest dolaşım hakkına sahip. Ailelerin parçalanamamazlık ilkesi gereği, AB vatandaşlarının, AB vatandaşı olmayan eş ve aile bireyleri de bu haklardan otomatikman yararlanabiliyor. Örneğin, İngiltere’de ikamet eden bir Polonyalı ile evlenen bir Türk Vatandaşı, İngiltere vizesi almadan, eşiyle birlikte elini kolunu sallayarak İngiltere’ye giriş yapabilir. (Evet doğru anladınız. Vize almaksızın). Sadece bir Türk pasaportu ve AB üyesi ile evlendiğini ispatlayan bir evlilik cüzdanı ile birlikte, İngiltere’ye giriş yapabilir. İngiliz sınır kontrol görevlilerinin, AB üyesi ile evlenen yabancılara engel olacak yasal yetkisi bulunmadığı için, yapabilecekleri hiç bir şey olmuyor. (Tabii, evliliğin gerçek olup olmadığının ispatı gibi bahanelerle havaalanında bir kaç saat sorgulama yapmak dışında bir yetkileri yok).

Hatta daha da ötesi, İngiltere’de kaçak yaşayan, yıllardır sınır dışı edileceği günü bekleyen yabancılar da, bir AB vatandaşı ile evlendiklerinde, otomatikman yasal hale geliyorlar. Haklarında sınır dışı edilme kararı bulunanların bu kararları otomatikman kaldırılıyor. Yıllarca kaçak yaşayanlar birden bire yasal hale geliyorlar. Hem de İngiliz vatandaşları ile evlenenlerin geçmek zorunda oldukları İngilizce seviye sınavlarına girmek zorunda da kalmıyorlar.

Durum, sadece İngiliz hükümeti için değil, tüm AB hükümetleri için son zamanlarda ciddi sorun oluşturmaya başladı bile. Geçenlerde Hollanda’da bir mahkemenin verdiği kararla, AB vatandaşlarının yabancı aile bireylerinin serbest dolaşım hakkına kısıtlama getirildi, tabii bu sınırlı bir kısıtlama olmaktan öteye de geçemedi.

Şimdi İngiltere hükümeti ve kendini Crazy Theresa (Çılgın Theresa) olarak adlandıran İçişleri Bakanı Theresa May, duruma kendi çapında bir çözüm buldu bile. Bulduğu çözümle, hukuk tanımamazlıkta bu bakanın eline kimsenin su dökeceğini sanmıyorum, çünkü son zamanlardaki AB vatandaşlarının yabancı aile bireyleri ile ilgili başvurulardaki saçma red gerekçelerinden, Bakanlık görevlilerine bir talimat gönderildiği şüphesi taşıyorum. Sanırım, bakanlık vize memurlarına, verebileceğiniz kadar red vermeye çalışın şeklinde bir talimat göndermiş olmalı ki, dosya içerikleri incelenmeden direkt red verme hatta sınır dışı etme işlemlerine başlanıyor.

Geçenlerde bir müvekkilime verilen vize red kararının yanısıra, sınır dışı edilme işleminin başlatılması ve pasaportuna el konulması bunun en belirgin özelliği. Tabii, burasının bir hukuk devleti olduğu unutulmamalı. Hemen yaptığımız çok sert itiraz sonrasında, bakanlıktaki üst düzey yetkili, (gerçekten çok kibar bir şekilde kararı veren memuru adına) özür dileyerek, müvekkilimin pasaportunu iade etti ve sınır dışı işlemini durdurduğunu bize iletti. Ayrıca, bir kaç gün süren bu işlemler süresince, hemen her gün bilgi verme nezaketinde bulunduğunu da burada belirtmek istiyorum.

Ancak, benim yaşadığım bu olayın benzerlerini, diğer meslektaşlarımdan da sıklıkla duymaya başladığım için, hükümetin AB vatandaşlarının aile bireylerine karşı yıldırma politikası uyguladığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Sadece yıldırma politikası değil, aynı zamanda, evlendirme dairelerine baskınlar yapılıyor. Bazen çiftlerin evlenmeden önce gözaltına alınıp sorgulanmalarında da çok ilginç sonuçlara ulaşılıyor. Birbirlerini tanımadan evlenen çiftler, görsel ve mantıksal uyumsuz evlilikler, hatta birbirleriyle iletişim kuracak ortak bir dil bilgilerinin olmaması gibi durumlar, hükümetin en çok öne sürdüğü gerekçeler olmaya devam ediyor. Hatta, evlilik yapan bir AB vatandaşının korkudan hemen konuşmaya başlayıp, bu evlilik için 10 bin sterlin nakit para aldığını itiraf etmesi, hükümetin elini gerçek anlamda güçlendirdi.

Şimdi mahkemelerde, yapılan tüm evliliklerin para karşılığı ve çıkar üzerine yapıldığı ve gerçek evlilik olmadığı tezleri öne sürülüyor.

Hukukun üstün olduğu İngiltere’de, ne kadar yıldırma politikasi uygulanırsa uygulansın,  AB vatandaşlarının yabancı aile bireylerinin eşleri ile birlikte İngiltere’de kalmasının önü kesilemeyecektir. (Tabii, evlilik gerçekten evlilik ise).

 


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44