Mixed Portuguese and european Union flag, three dimensional render, illustrationYurtdışında konut alarak veya yatırım yaparak oturum izni ve çifte vatandaşlık elde etmek isteyen Türk yatırımcılar rotalarını ABD ve Kanada’dan sonra Avrupa Birliği ülkelerine çevirmeye başladı.

Kanada’nın iklimi, Amerika’nın Türkiye’ye uzak oluşu, İngiltere’de yaşanan Brexit süreci nedeniyle, Türk yatırımcılar artık Portekiz ve Malta gibi çok cazip vatandaşlık ve oturum izni şansı veren Avrupa Birliği ülkelerine yönelmeye başladılar. İşin garip tarafı, bir zamanlar oldukça popüler olan Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nden de Avrupa Birliği ülkelerine doğru bir kayış gözleniyor. Özellikle Trump’ın başkan olarak seçilmesinden sonra, çok sayıda Amerika’lı Portekiz’de konut alarak oturum ve vatandaşlık hakkı elde etmenin yollarını aramaya başladılar.

Hemen tüm AB ülkeleri yatırımcılara cazip seçenekler sunuyor ancak sunulan cazip seçenekler ne kadar iyi ise, yatırımcının yapması gereken yatırım miktarı da bir o kadar yüksek oluyor. Örneğin, Portekiz’de konut alanlar, sadece 280 bin Euro yatırım yaparak 6. yıldan sonra vatandaş olurken, Güney Kıbrıs vatandaşlığı (ki AB Vatandaşlığı anlamına geliyor) sadece 3 ayda alınabiliyor. Ancak, bunun için Güney Kıbrıs’ta en az 2 Milyon Euro tutarında yatırım yapılması gerekiyor. Dolayısıyla yatırım miktarı ne kadar çok olursa, o kadar hızlı Avrupa Birliği vatandaşlığına adım atmak mümkün olabiliyor.

Portekiz, özellikle düşük ve orta düzey yatırımcıların yanısıra yüksek düzeyli yatırımcılar için de cazibe merkezi. Bunun nedeni, gerçekçi ve finansal geri dönüşü yüksek yatırım şansı sunması. Örneğin, Portekiz’de ev satın alanlar, satın aldıkları evden hem kira geliri elde ediyorlar, hem evin değer artışından kazanıyorlar hem de tüm Schengen ülkelerinde vizesiz seyahat olanağına hemen kavuşuyorlar. Ayrıca 6. yıldan sonra da vatandaş oluyorlar.

Portekiz’in sunduğu cazip olanaklardan dolayı, sadece Amerika’lılar veya hatta Çinliler değil, Türk Vatandaşları da bu ülkeye ciddi ilgi duyuyorlar. THY’nin her gün İstanbul’dan Lizbon’a giden düzenli bir seferi olmasına karşın, yüksek talepten dolayı uçakta yer bulmak bazen oldukça zor olabiliyor.

Tabii, hemen her sektörde olduğu gibi, Portekiz gayrimenkul sektörü de, Türk yatırımcıları kaçırmamak için kolları sıvamış durumda. Portekizli emlak acentaları ve inşaat firmalarının yanısıra, Portekiz’de yaşayan Türkler veya bu pastadan pay almak isteyen Türkiye’deki uyanık girişimciler de, çok gecikmeden piyasaya girdiler. Bu, doğal olarak yeni bir banker kastelli krizi veya inşaat dolandırıcılığına davetiye çıkaracak hassaslıkta bir konu olduğu unutulmamalı ve yatırımcılar girişimlerinde dikkatli olmamalıdır.

Kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Portekiz’den uzak durun demek istemiyorum. Zira, uzun vadede hem ciddi finansal geri dönüş sağlayacak hem de AB vatandaşı olunabilecek, dinamik ve genç nüfusa sahip, eğitimde çok ileri bir ülkeden bahsediyoruz. Portekiz’de yatırım yapılmasının yararlarını bahsetmeme bile gerek yok. (Çok isteyenler için http://www.ingilterevizesi.com/yatirim-yaparak-vatandaslik/portekiz-vatandaslik.asp) Ancak, yatırımcıların birlikte çalıştıkları kişi ve kurumları dikkatlice seçmeleri durumunda sorun yaşayacaklarını pek sanmıyorum.

Geçtiğimiz Nisan ve Mayıs aylarında, firmamızın Lizbon şubesinin geçici Müdürlüğü’nü yaparken, çok sayıda ilginç durumla karşılaşmıştım. Örneğin, Emlak acentaları veya İnşaat firmaları, kendilerinden gayrimenkul alanlara, ücretsiz veya düşük ücretle avukat temin ediyorlar. Ancak bunlar kendi Avukatları. Dolayısıyla yatırımcının çıkarı için değil, satıcının çıkarı için çalışacakları neredeyse kesin. Bunun dışında, 250 bin Euroluk evlerin 350 bine satıldığı, yatırımcıların ciddi kazıklar yediği herkesin bildiği bir gerçek.

Bazen çok saf alıcılara da rastlamak mümkün oluyor. Örneğin, Lizbon’a yatırım için gelen müvekkillerimize satın alacakları evleri görmek üzere, emlakçılarla yaptıkları turlarda eşlik ediyoruz. Emlakçıklar, yatırımcıların yanında avukatlarının olmasından pek hoşnut olmasalar da, yatırımcıyı kaçırmak istemiyorlar. Ancak, hepsi olmasa da, bazı emlakçılar gizlice yatırımcıya yanındaki Avukatı kötüleyip, kendi avukatlarıyla çalışmalarını telkin ediyorlar. İnanmayacaksınız ancak bu telkinlere aldanan yatırımcılar da oluyor.

Portekiz’de bu mesleği bizzat icra ettiğim için, yaşadığım deneyimlerden yola çıkarak yatırımcı adaylarına bazı önerilerde bulunmak isterim.

Avukatınızı kendiniz seçin ve seçtiğiniz Avukatın bir emlakçı veya inşaat firması ile ilgisi olmadığına dikkat edin. Avukatınız, sadece gayrimenkul alım satımı konusunda değil, Portekiz oturum izni ve vatandaşlık programında da deneyimli olmalı.

Türkiye’de Portekizli inşaat firmaları ve emlak acentalarının çarşaf çarşaf verdiği ilanlardan anladığım kadarıyla, yatırımcılara en pahalı konutlar satılmaya çalışılıyor. Unutmayın, Portekiz’de 280 bin Euro’dan başlayan gayrimenkul yatırım seçenekleri var. Ancak verilen ilanlarda genelde 500 bin Euro’luk yatırımlar duyuruluyor.

Konut alırken, evin kolay kiralanacak yerlerde olması önemli. Satış fiyatının gerçekçi olup olmadığını da Avukatınızla konuşun.

Emlakçıklar, yanınızda Avukatla olmanızdan mutlu olmayacaktır. Onları dinlemeyin ve Avukatınızı yanınızda isteyin.

Tamamlanmamış, topraktan girilerek konut almak da mümkün. Ancak, paranızı verdikten sonra inşaatı tamamlamadan ortadan kaybolan müteahhitlerin kurbanı olmamaya dikkat edin.

Portekiz dışında, hızlandırılmış oturum izni ve vatandaşlık olanağı sunan diğer ülkelere de değinmek istiyorum. Malta, en az 650 bin Euro bağış istiyor ancak 1 yılda vatandaşlık veriyor. İspanya, en az 500 bin Euro değerinde konut alınmasını şart koşuyor ancak vatandaşlık vermesi çok zor olduğu için tavsiye etmiyorum. Yunanistan, 250 bin Euro değerinde konut alınmasını şart koşuyor ancak ne vatandaşlık ne de kalıcı oturum izni veriyor. Macaristan, 300 bin Euro tutarında hazine bonusu alınmasını şart koşuyor. Üstüne 60 bin Euro kadar masraf alınıyor ancak dikkatli olunması gerekiyor, zira hazine bonusu alınan aracı kurum, kredi reytingi olmayan bir kurum olduğu için, yatırım yapılan paranın güvenliği riskli. Ayrıca, Macaristan vatandaşlık vermiyor, sadece oturum izni veriyor.

Letonya, Bulgaristan gibi eski doğu bloku üyesi ülkeleri, kredibiliteden dolayı önermiyorum.

İngiltere, Avusturya, Almanya, Fransa gibi diğer AB ülkelerinde istenilen yatırım miktarı 10 milyon Euroya kadar çıkıyor ve ayrıca yatırımcıya hemen vatandaşlık verilmiyor.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44