Ankara Anlaşması vizelerinde, İngiltere İçişleri bakanlığı tarafından 22 Nisan 2015 te yayınlanan son yönetmelik, bir önceki yıl yayınlanan yönetmeliğe göre Home offfice Logociddi değişiklikler içeriyor.

Ek evrak istemeden de red verilebilecek.

Önceki yıl yayınlanan yönetmelikte, memur için “eğer gönderilen evraklardan tatmin olmadıysanız, başvurandan ek evrak isteyip, bu evrakları hazırlaması için başvurana 15 gün süre vermelisiniz” ibaresi bulunmaktaydı.

Son yönetmelikte bu ibare tamamen kaldırıldı. Dolayısıyla ek evrak isteyip istememek memurun inisiyatifine bırakılmış oldu.

Bazı memurların sırf red vermek için bahane aradıkları bilinen bir gerçek. Ek evrak istediğinde, başvuranın bu ek evrakları sağlayabileceğini ve gerekli her tür delili sunabileceğini bile bile, kasıtlı olarak ek evrak istemeden vizeyi red edecek çok sayıda memur olduğunu biliyorum. Yönetmelikte bu ibarenin kaldırılması, ard niyetli bazı memurların red vermelerini kolaylaştıracaktır.

Eş ve çocukların gelirleri, toplam gelire dahil edilemeyecek

Önceki yıllarda, bu çok tartışılan bir durumdu. Yani, Ankara Anlaşması ile İngiltere’de kalan biri, kurduğu işten eş ve çocuklarına bakabilecek düzeyde gelir elde ettiğini ispatlamak zorundaydı. Peki, Ankara Anlaşması vizesindekilerin eşlerinin elde ettiği gelir hesaba katılacak mıydı? Eşi yüksek gelir elde eden çok sayıda Ankara Anlaşması vizesi sahibi var. Eşinin yüksek gelir elde etmesinden dolayı, sadece kendi gelirine göre değil, eşiyle beraber elde ettiği gelire göre bir yaşam tarzı sürebilmekteler. Örneğin pahalı kiralarda oturup, büyük evlerde ve lüks semtlerde yaşamaktalar. Bu insanların toplam gelirine, eşlerinin de geliri eklenebiliyor muydu?

Biz hukukçulara göre ev halkının tüm bireylerinin elde ettiği gelir hesaba katılmalıydı. Bunun iki nedeni vardı:

  • 1973’teki göçmenlik yasasında aksine bir durum belirtilmiyordu
  • Eşinin yüksek gelir elde ettiğinden yola çıkarak, pahalı evde oturan vize sahipleri cezalandırılmamalıydı. Örneğin, Ankara Anlaşması vizesinde olanların eşleri çalışmamış olsaydı, düşük kiralı bir evde oturup, işinden yeterli para kazandığını kolaylıkla ispatlayabilirdi.

Son noktayı, 2009’da bir yüksek mahkeme yargıcı vermişti. Eş ve çocukların elde ettiği gelirler de ana başvuranın işinden elde ettiği gelire eklenmeliydi.

Ancak, İçişleri Bakanlığı, mahkeme hakkının kaldırılmasını fırsat bilerek gelir hesaplamasında yönetmelik üzerinde farklı bir düzenleme yaptı. Hazırladıkları yönetmelik, vize memuruna, eş ve çocukların gelirlerine bakmadan, sadece ana başvuranın kazandığı geliri dikkate almasını işaret ediyor. Dosyaları inceleyecek olan memurlar, önceki mahkeme kararlarına göre değil, kendilerine verilen yönetmeliklere göre hareket edeceklerinden, verecekleri kararlarda sadece ana başvuranın elde ettiği geliri dikkate alacaklar ancak gider hesabında tüm ailenin giderini hesaplayarak, ana başvuranın elde ettiği gelirin tüm ailenin giderlerini karşılayıp karşılamadığını hesaplayacaklar. Bu durum, eşinin gelirine de güvenip başvurusunu yapanların, başvurularının red edilme riskini ortaya çıkaracaktır.

Overstay (Vizesini bitirdikten sonra başvurusunu yapanların) durumu yeni yönetmelikten çıkarıldı

Önceki yönetmeliklerde, vize başvurusunu vizesi bittikten sonra yapanların cezalandırılmaması istenirken, son yönetmelikte, overstay olanların başvurularının ne olacağı belirtilmiyor. Eskiden vizesi bitmiş olanlar, vizesi bittikten sonra 28 güne kadar vizeye başvurabiliyorlardı. Yeni yönetmelikte belirtilmediğinden bu kişilerin durumunun ne olacağı belirsizliğini koruyor.

Niyeti zaten red vermek olan bazı memurların, overstay yani vizesi bittikten sonra uzatım veya oturum başvurusunda bulunanların 1971 yasasından doğan haklarını göz ardı ederek red vereceklerini tahmin etmek hiç de zor değil.

Vize redlerinde mahkeme hakkı kaldırıldı

Önceki blog yazımda da bahsettiğim üzere, Ankara Anlaşmasında red alanların, red dosyasını mahkemeye taşıma hakkı 6 Nisan 2015 ten itibaren kaldırıldı. Bunun yerine, vize dosyasına bakan bir memurun verdiği kararın bir başka memur tarafından yeniden gözden geçirilmesi talep edilebilecek. Ancak, dosyaya yeniden bakacak olan farklı bir memur olmasına rağmen, bu memur da aynı kurumda yani yine İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan bir memur olacaktır. Bu memur, gerçekten tarafsız davranıp dosyaya yeniden bakacak olsa bile, kendine baz alacağı yönetmelik, yine İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı aynı yönetmelik olacaktır.

Bakanlığın hazırladığı yönetmelikler, kanun hükmünde değildir. 1971 göçmenlik yasasını kendine göre yorumlayan İçişleri Bakanlığı hukukçularınca hazırlanan bu yönetmelikler, hiç bir zaman 1971 göçmenlik yasasını tarif etmezç

Hukukçuların yıllardır mücadelesi, bu yönetmeliklerin taraflı şekilde hazırlandığı üzerine şekillenmiştir. İçişleri Bakanlığı doğal olarak red vermek üzere elinden geleni yaparken, hazırladığı yönetmeliklerin ne kadar tarafsız olabileceği sorgulanmalıdır.

Şimdiye kadar mahkemelerde yüzlerce dosya ile ispatlanmıştır ki, Bakanlığın hazırladığı yönetmelikler hiç bir zaman baz alınmamalıdır. Ankara Anlaşmasının temeli, 1971 Göçmenlik Yasası olmak zorundadır.

Ne Yapılabilir?

Ankara Anlaşmasında red alanların, mahkeme hakkı artık bulunmadığına göre, öncelikle verilen red kararının yeniden gözden geçirilmesini istemeleri gerekecek.

Yeniden gözden geçirilen bir dosyaya tekrar red verilirse, başvuranın önünde 2 seçenek olacaktır:

  • İngiltere’den ayrılmak ve ülkesine geri dönmek
  • Judicial Review olarak adlandırılan farklı bir hukuki mucadeleye girişmek

Yukarıdaki seçeneklerden ikincisi seçilirse, başvuran pahalı bir hukuki mucadeleye girişerek, öncelikle İngiltere’deki yüksek mahkemeden red kararının iptalini talep edebilir. Bu talepte başarısız olursa, davayı Avrupa Adalet Divanına kadar taşıyabilir. Tabii bu, bir kaç yıl sürecek uzun ve pahalı bir süreç olacaktır.

Özet

Durumu kısaca özetlemek gerekirse, İngiltere İçişleri Bakanlığı, göçmenlere karşı tavrını açık ve net bir biçimde koyduğunu, hazırladığı yönetmeliklerde net bir şekilde ortaya koymaktadır. Yapılması gereken en önemli şey, eğer Ankara Anlaşması vizesinde başarı sağlanmak isteniyorsa, mutlaka ve mutlaka göçmenlik hukukunda uzman Avukatlardan profesyonel hukuki destek alınmalıdır.

 

 

 

 


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44