İngiltere’de yaşayan milyonlarca yabancının yanısıra, onbinlerce Türk vatandaşının da kendi elleriyle besledikleri BREXIT şimdi başta kendilerine oy verenler ve İngiltere’deki yabancılar olmak üzere toplumun her kesimini vurmaya başladı. Avrupa Adalet Divan’ından imzayı çekmeyi dahi konuşan bir ülke haline geldi İngiltere. BREXIT’den cesaret alan aşırı sağ kesimler ülkede ırkçı ve yabancı düşmanlığı söylemlerine ve fiziksel tacizlere hız kattılar. Ülke, giderek aşırı sağ söylemlerden etkinmeye başladı.

BREXIT nedeniyle, Ankara Anlaşması vizesinin her an kaldırılabileceği bu günlerde, bir darbede İngiliz Yüksek Mahkemesi’nden geldi.

15 yıldan fazla süredir, Türk vatandaşları için İngiltere’de çok önemli yer tutan Ankara Anlaşması vizelerinde, 8 Mart’ta yüksek mahkemenin verdiği son karar, Türk toplumunda deprem etkisi yaratacak. Nisan ayı sonunda kamuoyuna açıklanan bu karara göre, Ankara Anlaşması vizelerinde, alışılagelen kurallar baştan sona değişecek, Ankara Anlaşması ile İngiltere’de bulunan binlerce Türk vatandaşının hayatı çok ciddi şekilde etkilenecek.

Nedeni ve nasılı açıklayarak zamanınızı daha fazla almayacağım ancak çok kısaca, mahkemenin verdiği kararlar neticesinde, artık Ankara Anlaşması vizelerinde KALICI OTURUM ALMAK söz konusu olamayacak!

Mahkeme hakimine göre, anlaşmanın imzalandığı 1963’ten bugüne, Türkiye anlaşmanın amacına hizmet edecek şekilde hiç bir ilerleme sağlayamadı. Hakim, Türkiye’nin AB üyesi olması bir yana, ayrıcalıklı bir ortaklık statüsüne dahi gelemediğini belirtiyor. Anlaşmanın esas nedeninin taraf ülkelerin ekonomilerine katkıda bulunacak ticari ve ekonomik girişimleri kolaylaştırmasını sağlamaya yönelik olmasına karşın, Ankara Anlaşması’nda iş kuranların büyük çoğunluğunun böyle bir ekonomik katkıda bulunmaktan çok uzak durduğunu ima ediyor. Bir başka ifadeyle, hakime göre düşük profilli iş yapanların oranı Ankara Anlaşmasında çok yüksek ve bu durum ülkelerin ekonomik gelişmesine katkı sağlamıyor, dolayısıyla (hakime göre) Ankara Anlaşması gereksiz bir prosedür haline geliyor.

1969 katma protokolünün iş kurmak isteyenlere zorlaştırıcı yeni yasaların getirilemeyeceği hükmünün var olmasına karşın, bu işleri kuranlara kalıcı oturum izni verilmesinin gerektirmediğini belirten hakim, İngiliz İçişleri Bakanlığı’na artık kalıcı oturum izni vermemesi konusunda yeşil ışık yakıyor. Aile bireylerinin ana başvurucu ile birlikte aynı haklardan yararlanamayacağına da hükmeden hakim, bu kişiler için ayrı bir göçmenlik kategorisi açılmasını emrediyor. (Kalıcı oturum izni almış ana başvurucunun aile bireyleri için).

Mahkemenin bu kararına neden olan dava, aslında Ankara Anlaşması altında eş vizesi üzerine açılan bir dava idi. Ancak, ne yazıkki, açılan bu dava, eş vizesi yerine tüm Ankara Anlaşması vizelerini kökünden etkileyecek bir karara neden oldu. Tabiri caiz ise, kaş yapayım derken, göz çıkartıldı. Daha da kötüsü, mahkeme kararına itiraz edilmedi ve Ankara Anlaşmasında olan herkesin olumsuz etkilenmesine neden olundu.

Bana göre, hakimin yorumu yanlış, politik ifadeler taşıyor, karar metni kötü hazırlanmış ve 1969 katma protokole uygun değil. Son 15 yıldır defalarca mahkemeler Ankara Anlaşmasına şekil vermişlerdi ancak şimdi tek bir hakim, biraz da politik kokan bir kararla, önceki tüm mahkeme ve adalet divanı kararlarını geçersiz kılacak bir karara imza attı. Bir tarafta tek bir hakim, diğer tarafta onlarca hakim. Birileri yanlış yorumluyor ise, bana göre yanlış yorumlayan bu hakim olabilir.

Oluşan bu haksızlığı önlemek için, bu mahkeme kararına karşı dava açılması kaçınılmaz görünüyür. Ancak, yıllardır Türk vatandaşlarını Ankara Anlaşması altında yapılan haksızlıklara karşı örgütlemeye çalışıp başaramayan biri olarak, ortak bir dava açılması ihtimalini uzak görüyorum. Yine de burada tekrarlamam gerekiyor. Ankara Anlaşmasında olanlar aralarında örgütlenemezler ise, bu mahkemenin verdiği kararın sonuçlarına da katlanmak zorunda kalacaklar. Durum gerçekten çok ciddi.

Mahkeme kararına, davayı açan avukatlık firması itiraz etmediği için, (maalesef), karar şu anda kesinleşmiş  durumda. Buna rağmen, Avrupa Adalet Divanı’na kadar giden hukuk yolu açık duruyor. Ankara Anlaşması vizesi ile İngiltere’de bulunanların aralarında acilen örgütlenmeleri ve karşı dava açmaları gerekiyor. (*1)

KİMLER ETKİLENECEK?

Ankara Anlaşması altında ilk vizesini 8 Mart 2013’ten sonra almış olanlar, henüz kalıcı oturum almamış olanlar, eş ve çocukları ile Ankara Anlaşması vizesiyle İngilterede kalanlar…. Bunlardan herhangi birinde olan herkes, maalesef bu mahkeme kararından etkilenecek.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Şu anda İçişleri Bakanlığı, mahkeme kararına uygun olacak şekilde yönetmelik değişikliğine gidiyor. Yeni yönetmelik hazırlanana kadar tüm vize ve uzatım izni başvuruları dondurulmuş durumda. Özellikle, kalıcı oturum izninde olanlar hakkında karar verilmesi erteleniyor. Politik bir karar olmadığı taktirde, bakanlık mahkeme kararını uygulayacaktır.  Bakanlığın, mahkemenin verdiği kararın ne kadarını uygulayacağını, ancak hazırlanan yeni yönetmelik tamamlandığında görebileceğiz.

Eğer mahkeme kararı aynen uygulanır ise:

1- Ankara Anlaşmasında iş kuranlara artık kalıcı oturum izni verilmeyecek: İngiltere’de Ankara Anlaşmasında olup, henüz KALICI OTURUM İZNİ onaylanmamış olan HERKES (ister ilk yılında olsun ister son yılında, isterse de kalıcı oturum iznine hali hazırda başvurusunu yapmış ve karar bekliyor durumda olsun) artık KALICI OTURUM alamayacak. Bunlara muhtemelen 3 yıllık ek uzatım verilecek  ve ancak 10 yıllık yasal süreç sonunda kalıcı oturum alabilecekler.

2- Aile bireyleri Ankara Anlaşması’ndan eskiden olduğu gibi kolaylıkla yararlanamayacak: Her ne kadar, hakim kararın 29. maddesinde bu konuda olasılıkları zayıflatmış olsa da, Home Office, tezinde ısrarcı olabilir. Dolayısıyla, Aile bireylerinin ana başvurucu ile birlikte Ankara Anlaşmasından yararlanabilmeleri için, İngiltere’de ana başvurucu ile birlikte bulunamamaları durumunda, Ana Başvurucu’nun işinin olumsuz etkileneceğini ispatlamaları gerekebilir. (Düşük bir ihtimal)

3- Yeni başvurular, uzatım ve kalıcı oturum izni başvuruları bekletilecek: Bakanlık mahkeme kararını temel alan yeni yönetmelik hazırlayana kadar yapılan tüm yeni başvurular, uzatım başvuruları ve kalıcı oturum izni başvuruları bekletilecek. Buna Türkiyeden yapılan başvurular da dahil.

Şunu özellikle belirtmek isterim ki, verilen bu yüksek mahkeme kararı tavsiye niteliğinde. Hükümet bu kararı uygulamak zorunda değil. Politik gerekçeler ve Türkiye ile olan ilişkiler düşünülerek, Ankara Anlaşması hiç değiştirilmeden aynen korunabilir. Geçmiş yıllarda benzer bir mahkeme kararını, hükümet uygulamamıştı. (*2)

*1  İngiltere AB’den ayrılana kadar karar çıkmaz ise, Avrupa Adalet Divanı’na gitmek de bir çözüm olmayacaktır.

*2  Sadece Turist vizesinde olanların İngiltere içinden vizeye başvurmaya hakkı olduğunu, öğrencilerin ve diğer vize sahiplerinin başvuramayacaklarını bildiren bir mahkeme kararı, hükümetçe uygulanmamıştı.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44