Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına İngiltere’de kendi işlerini yapmalarına ve 4 yıl içinde kalıcı oturum ve 5. yılda vatandaşlık başvurusunda bulunmalarına olanak sağlayan Ankara Anlaşmasında, geçtiğimiz Ekim-Kasım aylarında yaşanan bahar havası sona ermiş görünüyor.

Bir önceki Blog yazımda da bahsettiğim üzere, İngiltere İçişleri Bakanlığı, Ankara Anlaşmasına dayalı vizelerde 6 ayı bulan dosya inceleme sürecini, memurlardan hızlı kararlar vermelerini isteyerek hızlandırmış ve bunun sonucunda, bir çok memur, dosya içeriğine detaylı olarak bakmadan önlerine gelen hemen her dosyaya onay vermişti. Bahar havası olarak adlandırabileceğimiz bu süreçte, bazı başvuranlar dosyasına red beklerken, onay almanın mutluluğunu yaşadılar.

Ancak, Aralık ayı başı itibarıyla, bekleme süreci 6 aydan 3 haftaya düştüğünde, dosya inceleme süreci normale değil, daha da kötüsü olan zorlaştırma sürecine döndü. Yıl sonu raporlarında memurların kaç kişiye onay ve kaç kişiye red verdiklerini belirtmeleri gerekiyor ve bir çok memurun red oranı, yaşanan bahar havasından dolayı oldukça düşük durumda. Bunun bir sonucu olarak, şimdi memurlar ellerindeki dosyalara red vererek, istatistiklerindeki red oranını yükseltmeye çalışıyorlar.

Ancak, memurların önünde bir zorluk var. Minareyi çalmak için, kılıfını da hazırlamaları gerekiyor. Yani, red verecekleri dosyalara bahane üretmeleri şart. Bahar havası sona erdikten sonra, oldukça ılımlı olarak tanınan memurların bile, akla hayale gelmeyecek nedenler üretmeye çalıştıklarını gözlemliyorum.

Kendi müvekkillerimize henüz bir red almış değiliz, ancak başvuran kişilerden ek evrak isterken çok garip taleplerde bulunabiliyorlar. Örneğin,

  • Proof that you intend to advertise your services in the UK  (İngiltere’de reklam vermeye niyetli olduğunuzun delili)
  • Personal bank account statements from a bank in the UK (İngiltere’de faaliyet gösteren bir bankadan kişisel hesap ekstresi)
  • Letter from your potential clients, guaranteeing to use your services, which also specify how regularly they will use your services and at what fee (Potansiyel müşterilerden alınacak ve servislerinizi ne kadar sıklıkla ve ne kadar ücretle kullanacaklarını garanti eden mektuplar)

Blogumu takip eden sıradan okurlarımın, yukarıdaki ifadelerin ne anlama geldiğini ve ne kadar mantıklı veya mantıksız olduklarını anlamaları zor olabilir. Ancak, Ankara Anlaşması vizelerinin içinde olanlar, bunların ne anlama geldiğini çok iyi anlayacaklardır.

Öncelikle, bir niyetin ispatının nasıl olacağını anlamakta zorluk çektiğimi belirtmem gerekiyor. Memur, bir başvurandan İngiltere’de ticari faaliyete geçtiğinde, reklam vermeye niyetli olduğunun delilini istiyor, ancak bunun nasıl olacağını açıklamıyor. Bir niyet nasıl delillendirilebilir? Yalan makinasına veya niyet okuma makinesine bağlanarak mı?

Bir başka memur, İngiltere’de 6 aylık turistik vizeyle kalırken Ankara Anlaşmasına başvuran bir başkasından, İngiltere’de açılmış banka hesabının ekstresini göndermesini istiyor.  Oysa, İçişleri Bakanlığının son yönetmeliği, İngiltere’de 1 yıldan daha az süreyle vizesi olanlara bankaların hesap açmalarını yasaklıyor. Şimdi, kendi bakanlığının yasakladığı bir işlemi, memur başvuran kişiden gerçekleştirmesini istiyor ancak bunu nasıl başarabileceğini açıklamıyor.

Daha da garibi, daha işini kurmamış olan bir başvurandan, bir bakanlık memuru, garanti potansiyel müşteri istiyor. Ticari hayatta hiç bir müşterinin garanti olamayacağını, İngiliz finans dünyası yüzyıllardır kabul etmiş durumda ancak memur, nedense garanti müşteri görmek istiyor.

Minare’nin çalınacağı kesin, ancak henüz kılıf hazır değil. Memurlar da işte bu kılıfı hazırlamanın gayreti içindeler.

Ancak, ben ve benim gibi düşünen meslektaşlarım minareyi kimseye kaptırmamaya kararlıyız. Hangi kılıfla gelirlerse gelsinler, İngiltere’deki bağımsız yargı yollarını kullanarak, müvekkillerimizin haklarını sonuna kadar arayacağız ve başaracağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44