Ekim 2014’teki Bakanlık iç yönetmeliğinin değiştirilmesinden kaynaklı olarak, Ankara Anlaşması üzerinden, kalıcı oturuma başvuran eşlere red verilmeye devam ediliyor. 1971 göçmenlik yasasında eşlerin İngiltere’de kalış süresi ile ilgili hiç bir kısıtlama olmamasına rağmen, Bakanlığın hazırladığı son yönetmelikte, eşlerden 2 yıl süreyle İngiltere’de bulunmaları -haksız yere- isteniyor.Evlilik Izni

Daha önceki blog yazılarımda da paylaştığım üzere, Ankara Anlaşmasında eşler için son aylarda adeta kabusa dönen bu uygulama yüzünden bir çok yuva yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Bakanlık, ana başvurucuya kalıcı oturum izni verirken, eşlere red vermesi ve onları ülkeden ayrılmaya zorlaması, akıl ve mantıkla açıklanamayacak doğrudan insan haklarının açık ihlali anlamına geliyor. Sadece insan hakları açısından değil, Ankara Anlaşmasının temeli olan 1971 yasası da açık bir şekilde çiğneniyor.

Daha da ötesi, Bakanlığın son yönetmeliğinde yer alan bir ifade sadece bizlerin değil memurların da kafasını karıştırmaya devam ediyor. İlkokul çocuklarının bile şaşırdığı ifade, yönetmeliğin 66. sayfasında kalıcı oturum iznine başvuran eşlerin durumunu açıklamaya çalışıyor:

Where the applicant is a spouse, civil partner same sex or unmarried partner, they must have been living in the UK with the Turkish ECAA business person for a period of at least two years.”

İngilizce bilmeyenler için bu ifade pek bir anlam ifade etmeyebilir ancak İngilizce bilenler hemen farkedeceklerdir. Eş vizesinde, başvuranların tamamı ana başvuran ile birlikte 2 yıl beraber yaşamalıdır demiyor, aksine, ‘eğer başvuran kişi, ana başvuranın evli eşi, evli olmayan eşi veya aynı cinsten eşcinsel partner ise, iki yıl beraber yaşamalıdır’ diyor. Eşler için başka bir durum söz konusu olmadığı halde, neden WHERE ifadesi ile cümle başlıyor sorusuna ne biz, ne başvuranlar ne de bizzat bakanlık memurları yanıt verebiliyor.

Bu durum, açıkça yönetmeliği hazırlayan birilerinin hata yaptığını ve onca uyarılarımıza rağmen bu hatayı görmezden geldiklerini gösteriyor.

Defalarca memurlarla yaptığım görüşmelerde, onların da bir çıkış yolu bulamadıklarını anlıyorum. Memurlar, önlerindeki yönetmeliğe göre karar vermek zorunda olduklarından onları suçlayamıyorum. Ancak, bakanlık yönetmeliği değiştirmekte isteksiz davrandığı için, ilgili birime karşı dava açmaktan başka (JUDICIAL REVIEW) bir yol da kalmıyor.

Önceki yüksek mahkeme kararları bizim dava aşamamızda en önemli referanslarımız olacaktır. Zira, bütün yüksek mahkeme kararları, bizim tezimizi haklı buluyor. Dolayısıyla açacağımız davayı kazanacağımıza kesin gözüyle bakıyorum.

Ankara Anlaşması üzerinden, 2 yıldan kısa sürede kalıcı oturuma başvurmuş olan veya başvuracak olan, ya da başvurusuna red almış olanların benimle temasa geçmelerini rica ediyorum. Zira, uğradıkları haksızlıkların giderilmesinde ve tazminat talep ederek maddi kayıplarının karşılanmasında onların da dava sürecine katılmaları gerekecek.


Tamer Ulay

Tamer Ulay, İngiltere ve Avrupa Birliği göçmenlik hukuku uzmanı olarak, Londra merkezli Garth Coates Göçmenlik Hukuku firmasında yönetici dosya uzmanı görevini sürdürmektedir. Bu blog sitesinin yöneticileri ve yazarlarından biri olarak, göçmenlik yasalarında olan değişiklikleri, vizelerde yaşanan sorunları ve İngiliz göçmenlik mahkemelerinin kararlarını bilgisayar ekranlarınıza taşıyor. Sektörde yaklaşık 30 yılı aşkın deneyimiyle sadece İngiltere'ye yönelik göçmenlik başvurularına değil, aynı zamanda başta Portekiz ve Yunanistan olmak üzere, Kıbrıs, İtalya ve İspanya'da gerçekleştirilen altın vize ve yerleşim başvurularına da yanıt vermektedir. Tamer Ulay, aynı zamanda AB ve Karayip Adaları'ndaki oturma izinleri ve çifte vatandaşlık programlarına odaklanan Coates Global firmasının üst düzey yöneticisi ve iş geliştirme direktörüdür. 'Vizesiz Dünya' blog sitesi hakkındaki eleştiri ve yorumlarınızı, Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'ye yönelik göçmenlikle ilgili taleplerinizi Tamer Ulay ile paylaşmaktan çekinmeyin. İletişim: Email: tamerf@garthcoates.com Whatsapp: +44 791 612 05 44