Site icon Vizesiz Dünya

Vize memurları red verdiklerinde ne hissediyorlar?

Vize sonucunu beklemenin ne denli stresli olduğunu  bizzat müvekkillerimizden biliyorum. Hatta bazıları için, vize almak neredeyse hayati öneme sahip. Hatta ve hatta, red edilmeyi kabul edemediği için olayı çok kişisel olarak görenler de var.

Bazıları, vize memurlarını erişilmesi çok zor, olağandışı varlıklar olarak görebiliyor. İleriye yönelik hayatınızı belirlemenizin, bir insanın iki dudağının arasından çıkacak söze bağlı olması kabul edilmesi kolay bir şey değil.

Bazıları, hiç karşılaşmadıkları bu insanların, kimler olduğunu fazlasıyla merak ediyor.

Bu insanların nasıl insanlar olduklarını, nasıl karar verdiklerini, karar verirken neler hissettiklerini merak etmeyen neredeyse yok. Bu konuda bana hemen her gün sorular geliyor.

Oysa, belediye otobüsünde beraber seyahat ettiğiniz ya da alışveriş yaparken yolda karşılaştığınız diğer sıradışı insanlardan, devlet dairesinde, belediyede veya bir banka şubesinde gördüğünüz  memurlardan hiç bir farkları yok.

İşim gereği, düzenli olarak vize memurları ile temas halindeyim, gerektiğinde Croydon’daki başvuru merkezine gitmekteyim. Hatta sadece vize dosyalarım hakkında değil, aynı zamanda futbol, sinema gibi ortak alanlardan da konuşup sohbet ediyoruz.

Bir çokları vize memurlarının red kararı verirken adeta zevk aldığını düşünür. Buna katıldığımı söyleyemem, en azından memurların büyük çoğunluğu için.

Çünkü memurların büyük çoğunluğunun, red kararı verirken zorlandıklarına, vize vermemek için değil, vermek için nedenler aradıklarına, red verdiklerinde ise gerçekten üzüldüklerine defalarca şahit oldum.

Daha geçen hafta buna örnek verebileceğim 2 olayla karşılaştım.

Müşterilerimiz iyi bilirler, sadece Türkiye vatandaşlarına ya da Ankara Anlaşması vizelerine değil, tüm ülkelerden herkese, bütün vize dallarında hizmet sunmaktayız ve 24 saatte hızlı vize hizmeti de vermekteyiz. Domestic Worker vize kategorisinde Avustralya’lı bir aile yanında çocuk bakıcısı olarak çalışan Brezilyalı bir müşterime, Croydon’da hızlı vize işleminde yardımcı oldum. Vizesinin uzatılması için, müşterimin maaşlarının maaş bordrosu ile İngiltere’deki banka hesabına yatırılmış olması kuralı var. Vize memuru, bu kural yerine getirilmediği için red kararı vermesi gerektiğini söyledi. Ancak, müşterimin çok üzüldüğünü gördüğünde, bir defaya mahsus iyi niyetle bu hatanın yapıldığını not alarak, insiyatifini kullanarak vizeyi onayladı.

Bir başka olayda, çoluk çocuğuyla İngiltere’de bulunan ve posta ile TIER 2 (Work Permit) çalışma izni başvurusunda bulunduğum bir müşterime red vermemek için vize memuru ısrarla yardımcı oldu. Normalde yapılmayan bir uygulamaya giderek, telefon açarak evrak isteğini iletti. Ve bunu yaparken de, “çocukları ile birlikte burada. Red alırsa çok yazık olacak, şu şu evrakları verirseniz vizeyi vereceğim” dedi.

Bu güzel örneklerin yanısıra, kötü örnekler de olmuyor değil tabii. Yine geçen hafta, Ankara Anlaşmasına başvuran 2 müşterimin dosyalarına bakan vize memurlarının, sırf red vermek için, müşterilerimin hazırlamalarının çok zor olduğu ek evrakları istediklerine de şahit oldum. 8 memurdan oluşan Ankara Anlaşması ekibinin, en az yarısının çok kolay, diğer yarısının da çok zor vize verdiğini bildiğim için, bazen olmayacak evrakların da talep edilmesini fazla yadırgamıyorum.

Ancak çok defalar şahit olduğum üzere, vize memurlarının büyük çoğunluğunun red kararı vermekten zevk almadıklarını, aksine insanların umutlarını kırdıkları için üzüldüklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü onlar da, vizeye başvuranlar gibi duyguları olan insanlar ve red edilmenin ne anlama geldiğini onlar da çok iyi biliyorlar.

Exit mobile version